Pages

27 Eylül 2015 Pazar

Yeni Annecilik


Kızım doğduğundan bu yana yaklaşık 2,5 yıldır anne-çocuk içerikli her türlü sosyal ortamı takip etmeye çalışıyorum. İnternet sayesinde her türlü bilgiye (ister uzman görüşü ister anne tecrübesi olsun ) anında ulaşabilir oluyoruz. Dünya’nın bir ucundan diğerine tüm anneler bu sayede Dr. Sears, Dr. Karp hakkında bilgi sahibi oluyor. Hatta bilginin paylaşımı o kadar kapsayıcı ki, bugün orta sınıfın anne karakterlerini instagram, facebook gibi sosyal medya adresleri üzerinden inceleyecek olursak veya evindeki kütüphanelerine şöyle bir göz atacak olursak aynı kitapları okuduklarını ve aynı kişileri takip ettiklerine şahit oluruz. Hatta aynı ürünler, çocuk yetiştirmede aynı ekoller, aynı kıyafet markaları, uyku eğitimde yapılacaklar, tuvalet eğitiminde yapılması gerekenler, devam sütü faydalı mı zararlı mı konusu hakkında uzman görüşlerini aratmayacak derecede bilgi sahibi olmuş anne figürüyle karşı karşıyayız.
Bu anneler günümüzde duymaya başladığımız yeni annecilik (new momism) olarak karşımıza çıkan kavramın aktif üyeleri aslında.
Yıllardır kadına empoze edilen ideal kadın olma, evinin hanımı olma, çalışan kadın olma ve çocuklarının annesi olma kavramlarının yanına artık yeterince iyi ve bakımlı anne olma kavramı da eklendi. Anne olarak çocuklarınızla tek başınıza a kalite zaman geçirmeniz, onun her şeyi ile sizin ilgilenmeniz bekleniyor. Ama bunun yanında mümkünse (aslında gizliden şart) işinizde çok başarılı olmanız, kariyerinize sıkı bir şekilde bağlı olmanız ise sizden ayrı düşünülemeyen bir kriter. Ve tabi bunun yanında doğum kilolarınızdan hemen kurtulmanız, Rapunzel gibi bakımlı ve gösterişli saçlara sahip olmanız, hamilelikte almış olduğunuz 20 kilonun vücudunuzda herhangi bir çatlağa yol açmaması, 2 yaşına kadar çocuğunuzu emzirmeniz ama göğüslerinizin sarkmaması ve hatta kocanızla ne kadar yorgun olursanız olun sıklıkla baş başa program yapmanız ve bunu ünlü edasıyla tüm sosyal medyada çocuğumuzu yaptık ama aşkımız daim şeklinde duyurmanız sizden beklenenler arasında yerini alıyor.  Bir de bunun yanına özellikle anne olduysan blog açıp, 60K’larda takipçi sayınızın olması yeterince iyi ve tescilli anne olduğunuzun kanıtı demek aslında.
Doğal olarak kadınlar bunların birçoğunu yapamıyor ve dayanılmaz bir yetersizlik hissi kadın bedenine yerleşiyor. Yeterince iyi bir anne olabilmek için dayatılan adanmışlık hissinden kadının hem zevk alması hem de her geçen gün yeni bir madde eklenen “mükemmel anne=mükemmel kadın” listesini en kısa zamanda tamamlamaları bekleniyor. Özellikle medya ve uzmanlar ( çocuk gelişim uzmanları, uyku koçları vb. )  tarafından empoze edilmeye çalışan süreç kadının kendini annelikte ispatlaması gerektiğini vurguluyor. Çalışıyorsan eve geldiğinde hemen çocuğunla ilgilenmeye başlamalısın, evde kendi çocuğuna bakıyorsan temizlik, ütü, yemek gibi tüm ev işlerini daha çocuğun uyanmadan halletmelisin ki o uyanınca tüm gününü o aktivite grubu senin bu park benim geçirirken doğru ısıda bekletilmiş mamayı çocuğuna sunabilesin.
Yukarıda sıraladığım örnekleri özellikle blogcu mamalar topluluğu destekliyor. Çocuğunun daha anne karnındayken saniye saniye her durumunu aktarmaya başlayan belli bir takipçi kitlesine ulaştığı an itibariyle yapacağı tüm tanıtımlar için minimum 500TL alan ve verilen ürünü bir kere bile denemeden üreticinin gönderdiği tanıtım metnini kopyala yapıştır yaparak diğer annelere sunan mamalar! 
Binlerce takipçiye sahip mamalara kimse sen hem bu kadar fit, bu kadar gezgin, bu kadar zengin, bu kadar kendini adamış nasıl oluyorsun sorusunu ne yazık ki sormuyor onun yerine çünkü yetersizlik hissine kapılmış kadın hep kendinde kusur arıyor!!! Acaba ben mi iyi bir anne değilim sorusunu kendine yöneltiyor hatta belki biz niye zengin değiliz!!!. Ve birçok kadın bu figüranlara bakıp özenir buluyor kendini.
Hâlbuki işin aslı arkada planda kapı gibi bir bakıcı abla ya da aile büyüğü bir kadın olduğu, yılların emektar kuaförün yer aldığı mükemmel üçlü şeklindedir ancak kimse bu üçlünün farkında olmadığı için onların emeklerini görüp takdir etme durumunda olmuyor. En azından şöyle düşünün kırmızı rujunu sürmüş anne, yanında fırfırlı elbisesini giymiş çocuğu arka fonda yemyeşil bir orman “iş çıkışı çok eğleniyoruz” notuyla öğleden sonra saat 16.00 gibi aşırı ışıklı ve efektli fotoğrafıyla instagram hesabınıza düşerken siz neden çalıştığınız masaya gömülüsünüz yada evde bir şey yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Bu kadının temizliğini, makyajını, yemeğini kim yapıyor, saçları 7/24 nasıl bu kadar bakımlı, işten nasıl olurda 16.00’da çıkabiliyor ya da o ormana onları kim götürüyor gibi soruları peş peşe sıralarsanız aslında içerisine dahil olmaya çalıştığınız tüketim ve metalaşma üzerine kurulmuş yeni anneliğin farkına varacağınıza eminim.



Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Mrs. TikiTaka©