Graffiti denilince bir çoğumuzun aklına 1940 Berlin Duvar'ı ve 1960 'larda Amerika'da politik görüşleri duyurmak için bazı grupların graffitiyi kullanmaya başlaması gelir. Lakin insanoğlu yerden aldığı taşla mağra duvarlarını resmetmeye başladığı günden beri hayatımızdadır graffiti. Türkiye'de ise daha çok büyük kitlelere hitap etmesi Gezi Parkı günleridir. Graffitiyle ilgili en büyük karışıklık ''Vandalism'' ile karıştırılmasıdır. Vandalism; bilerek istiyerek kamu malına zarar vermektir, graffiti ise belli bir konuya dikkat çekmek içindir. Hala birçok ülke graffitinin bir sanat olduğunu kabul etmemekte ve illegal olarak değerlendirmektedir.
Bu durum Kanada'da eyaletler bazında farklılıklar gösterir ancak Montreal'de her yıl Graffiti festivali düzenlenir. Daha da ötesi bir rivayete göre, Quebec eyaleti graffiti sanatçılarının sağlık sigortalarını dahi öder (ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum ama festival düzenlediklerine ve tüm sanatçılar yüksekte çalıştıklarına göre Kanada hükümetinin can güvenliğini garanti etmeden fırça oynattırmayacağı bir gerçektir).
Lafı fazla uzatmadan Montreal ve sokak sanatlarıyla sizi başbaşa bırakmak isterim. Montreal Amerika kıtasında olup Fransız esintisini İngilizce konuşarak yaşadığınız güzel bir şehirdir. Bohem hayat tarzını günün her saati her yerde yaşamak ve ona kapılmamak mümkün değil!!!! Bizim kuzenlerimiz orada yaşadığı ve ailecek Montreal'e aşık olduğumuz için anlatmakla bitiremeyeceğim kadar güzel özelliği var bu şehrin. Kim bilir belki bir gün yolunuz düşer Montreal'e ve hiç şüphesiz ki siz de bizim gibi aşık olup çıkarsınız.
İşte size Montreal tatilimiz sırasında yolumuzun üstünde olan birkaç graffiti.
İşte size Montreal tatilimiz sırasında yolumuzun üstünde olan birkaç graffiti.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder