22 Ekim 2013 Salı

Ağlamak Serbest








 Siz de benim gibi tatile çıkmadan alışveriş yapıp, yenilerden giymeyi sevenlerdenseniz gelin şöyle sağ tarafa. Ama bu sefer herşey son dakikaya kalmıştı, Türkiye’ye gidecek olmanın heyecanı ya da birazcık yorulmanın sonucu diyebilirsiniz. Hal böyle olunca uçuşumuzun olduğu gün aldığımız ürünü değiştirmek için sabahın köründe alışveriş merkezine koştuk , koştur koştur giderken Aryacım bastı yaygarayı ve o sırada kozmetik standlarının tüm güzelleri kafa kafaya vermiş dedikodu yaparken bir anda Arya’ya döndüler ve ooom tatlı şey, ooo minik şey diye sevgi sözcüklerini sıralamaya başladılar.
Ben de boş bulunup Arya hanımkızım ağlıyor ve onların muhabbetini böldük diye pardon dedim , sen misin pardon diyen bütün ablalar bir anda başladılar mı beni azarlamaya, yok efendim o masum bir melekmiş, o ağlayabilirmiş, istediği sesi çıkartırmış, mış mış mış... Şuradaki bakış açışının farkına bakınız, ne kadar sahiplenici ve anlayışlı , ben her ne kadar kızımın ağlamasından rahatsız olmadım desem de genlerdeki toplum baskısını henüz atamamışım demek ki üstümden , buna fark 1 diyelim.
 Fark 2 ; Malum Kanada- Türkiye arası 9000 kilometre, 9 saat zaman farkı, saatlerce uçuş ve jetlag demek. Hele bunu 9.5 aylık bir bebekle yapıyorsanız, ister istemez insan nasıl olacak telaşında olabiliyor. Bir de bizim bıdık gibi sürekli hareket etmek isteyen ve herşeyi kendi yapmak isteyen bir bebeğiniz varsa, kolay gelsin diyorum size. Hal böyle olunca ilk uçuşumuzdan önce AryaTorik birazcık rahatlasın, enerjisini atsın diye Air Canada’nın dinlenme salonunda biraz vakit geçirelim dedik, saldık bizim kızı yerlere (Arya henüz emekleme ve yanlama aşamasında, adım atmaya çalışıyor!!!) , tabii ellerinde içki kadehleri , önlerinde laptoplarıyla oturan arkadaşların kulakları birazcık bebek sesi duydu ama kimse de dönüp en ufak bir imalı bakışta bulunmadı, hatta önlerindeki işleri bırakıp Arya’ya laf atmaya başladılar.
 Fark 3; uçağa bindik ve daha yerimize oturmaya çalışırken, arka koltuklarda yerini almaya çalışan bir teyzemiz yanımızdan geçerken ‘evinizde gibi düşünün, bebeğiniz ağlasa da, bağırsa da evinizde gibi hissedin, boşuna strese girmeyin’ diyerek gülücükler atarak yanımızdan geçti.

 Evet 3 farklı durumda batılı insanların bebek ve bebek ağlamasına dair yaklaşımları ne kadar da normal değil mi? Çünkü onlar için bebeğin kendini ifade edebilmesi için bildiği tek yol ağlamak, peki ya şu çocuk sevdiğimizi, sıcak kanlı olduğumuzu, anaç olduğumuzu söyleyen bizler de durum nasıl ???
 Fark 1 : Kabul etmek lazım ki uçakta, otobüste yolculuk edeceksek birçok insan içinden bebek olmasın diye geçirir, hatta, bebekli yolcular ve bebeksizler ayrı araçlarda yolculuk etmeli diye birçok kişi yaşadığı tecrübelerden sonra sosyal medyada paylaşımlarda bulunuyor artık. Alışveriş merkezinde, orada burada ağlayan bir bebek gördüğünüzde, anne babaya neden ağlatıyorsun şimdi çocuğu bakışı kolaylıkla atılabilir, o anne baba da toplum baskısını üstünde hissettikçe durum iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.
 Fark 2: THY salonuna daha Arya 2,5 aylıkken uğramıştık ve bezini değiştirmek için için bebek odasına giderken ağlamaya başladığında kafalarını laptopdan kaldıran birkaç arkadaşın yüzlerini maalesef hatırlamaktayım.
 Fark 3; ikinci uçuşumuz Toronto – İstanbul ve arka koltuktaki sevgili vatandaşım biz yerimizi alırken, bebek de geldi diyor ingilizce, tut ki ingilizce bilmiyoruz ama eminim ki dünya üzerinde baby ne demek bunu bilmeyen yoktur, ne gerek var anne babayı germeye. Birazdan bebekleri jetlag olacak ve aile boyu perişan olacaklar, bir de sen niye tuz biber ekiyorsun, sana kulak tıkacı haricinde kulaklık veriyorlar üstünde ne yazıyor hiç dikkat etmedin mi “gürültü ortamlarda kullanabilirsiniz”.
Küçük insancıklara reva gördüğümüz bu tahammülsüzlük niye??? Çocuk sahibi olanlar ne çabuk unutuyorlar bebekli yaşamı, ya olmayanlar, hiç bilmediğiniz bir durum hakkında neden bu kadar negatif oluyorsunuz. Evet bebek ağlaması dinlemek çok zevkli bir şey değil kabul ama o aile bir yere gitmek zorunda olabilir zaten ellerinde olsa gidecekleri yere kesinlikle ışınlanmayı tercih edeceklerdir, hatta parası neyse verelim arkadaş, kafamız rahat olsun diyeceklerdir.
 Demem o ki kalksın şu bakışlar ailelerin üzerinden.

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Mrs. TikiTaka©