29 Ekim 2013 Salı

Baba Bizi Kampa Götür








Bu yazıyı merakla bekleyen arkadaşlarımız olduğunu biliyorum, bu bir kamp yazısıdır, ‘ben çadırda kalamam, böcekti, taştı uğraşamam, tatile çıktığımız zaman kokteylimiz neredeydi’ diyorsanız baştan söyleyelim aşağıda Alican’ın anlattıklarından sıkılacağınız kesin ama bizim gibi tatilin her türlüsünü sevenlerdeniz başka türlü bir tatil tecrübesiini de bu yazıda bulacaksınız.
 Bizim ailenin kampcısı sevgilim Alican’dır, bense onun aracılığıyla kamp hayatıyla tanıştım. Gerçi çocukken ailemle şimdilerin meşhur yeri Bodrum / Gümbet’te çadırda az kalmadık :), o zamanlar mandalina bahçeleriyle çevrili mükemmel bir yerdi, hala gözlerim parlaya parlaya anlatırım; sabah erken kalkarsın, sahilde kimse yoktur, koştur koştur denize girersin, annen kahvaltı hazır olunca çağırır falan filan. Bu güzel anılardan bebeğimin de olsun istedim ki Arya hanımkızıma aldığım ilk kıyafetler kamp kıyafetleriydi. 6. ayını( Kanada şartlarında 6 aydan önce kamp yapmak pek mümkün değildi, her yer buz:)) doldurduğunda giymesi için polar üst ve yünlü bir tayttı. Hatta hamilelik döneminde bir ya da iki kere çadır kampı yaptık hiç sıkıntı çekmedim (ilgilenen olursa yorum bölümüne yazabilir detayları anlatırım).
Sözü fazla uzatmadan evimizin kampcısına bırakıyorum;

**********************************
 Arya, Gül ve ben şimdiye kadar 3 kere çadır kampına gittik. İlk kampımızda Arya 6 aylık idi. Bazen cok kolay oldu bazen zor ama hepsinden cok keyif aldık, Arya'nın (ve tüm çocukların) doğada kendilerini çok daha özgür ve mutlu hissettiğini düşünüyorum. Bu yazıda kampçılık ile ilgili genel bilgileri es geçip, bebekli kampın bebeksiz kamptan farklarını anlatmaya çalışacağım. Umarım faydalı olur.
 Öncelikle bebekli kampa hazırlanmak çok daha iyi bir planlama ve emek gerektiriyor. Arkadaşlarla kampa giderken tulumunuzu veya matınızı bile unutsanız bir şekilde çözüm bulmak mümkün. Ama çocuğunuz için en ufak birşeyi unutursanız, pratik sorunların yanında vicdan azabıyla da uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. 'Çocuğu buralara getirdik bi de beresiz bıraktık, tüh bize!' Bu yüzden daha önceleri belki yapmadığınız liste hazırlama, 3-5 kere kontrol etme, son bir kez tekrar kontrol etme işlemlerini dikkatlice yapmanız gerekiyor.
 Diğer temel fark ise, çok büyük olasılıkla kamp yapmak için, dibine kadar araba ile gidebileceğiniz bir yeri seçecek olmanız. Bu gidelebilecek yerleri biraz sınırlasa da götürebileceğiniz malzemelerin miktarını artıran bir fark.
Malzemeler:

Çocuksuz kampa giderken götürdüğünüz tüm malzemeler aynen gidiyor!
Park Yatak: Biz nispeten serin bir memlekette kamp yaptığımız için Arya'yı kendi park yatağında
yatırmaya karar verdik. Böylece hem alıştığı yerde uyumak onun için daha kolay oldu, hem de yerde yatmadığı için ısı kaybı konusunda fazla endişelenmedik. Açıkçası çadırınız uygun olduğu sürece bunun en doğru çözüm olduğunu söyleyebilirim. Arya genel olarak çadırda uyku zorluğu yaşamadı. Hatta sağanak yağmur ve gökgürültülü bir akşamı hiç uyanmadan geçirmişliği var.
Diğer seçenek ise bebeğinizi kalınca (ya da şişme) bir mat üzerinde yatırmak. Kenarlardan desteklemek için kıyafetleriniz ya da belki yanınızda getireceğiniz bir-iki küçük yastığı kullanabilirsiniz.
Çadır: En az 4 kişilik bir çadır öneriyorum. Anne, baba, park yatak ve Arya'nın diğer malzemeleri :). Biz Kanada'ya geldiğimizde yeni bir çadır almaya karar vermiştik ve park yatak kullanmak istediğimizden tercihimizi yüksek bir çadırdan yana kullandık. Bu tip çadırlar, 'aile çadırı - family tent' başlığı altında bulunuyor. En yüksek noktaları 1.70 ile 2 m arasında değişiyor. Bu sayede hem Arya'yı park yatağa koymak kolay oldu, hem de gece uyanmalarında çadırın içinde eğilmek zorunda kalmadan ufak turlar atabildik. Park yatak ile kullanılabilecek diğer seçenekler, eski model dikdörtgen çadırlar veya 2 bölmeli çadırlar olabilir. Tüm bu seçeneklerin ağırlıkları 7-13 kg arasında değişiyor (yani çadırla yürüyüşü unutun!). Eğer bebeğinizi mat üzerinde yatıracaksanız standart kamp çadırınızı kullanabilirsiniz. Ancak yine en az 4 kişilik...


Tulum: Biz Arya için bir çocuk tulumu aldık. 0 C’ye dayanıklı ve boyu yaklaşık 1.45m. En az 4-5 sene kullanabileceğini umuyoruz. Şimdilik biraz büyük geliyor ama zaten önemli olan altını ve üstünü izole edebilmek. Polar battaniye vs ile de destek yaptığımızı itiraf ediyorum, insanın içi rahat etmiyor :)
Sinek-böcek önleme: Kendinize sıktığınız gibi sinek kovucu sıkamıyorsunuz bebeğinize. Bu nedenle açık havada etkili olabilecek bir yöntem uygulamanız gerekecek. Biz piyasada satılan sinek kovucu mumlardan kullandık. Eğer daha doğal yöntemleri tercih ederim diyorsanız türk kahvesi yakmanızı öneririm, ısıya dayanıklı bir kabın içine iki çay kaşığı türk kahvesi koyup çakmak ile tutuşturun. Kahve bir tütsü gibi yanmaya devam edecek ve sinekleri uzak tutacaktır.


İlaç-İlkyardım çantası: Gittiğiniz yerin bir sağlık kuruluşuna olan uzaklığına bağlı olarak yanınıza alacağınız ilaçların çeşitliliği değişecektir. Kesinlikle olması gerekenler, bence; temel ilkyardım çantası, ateş ölçer, ateş düşürücü, ağrı kesici, ishal ilacı, kansuk fitil. Tam liste aileden aileye ve çocuğunuzun yaşına göre değişebilir.

Yer örtüsü: Çocuğunuzla kampa gidiyorsanız hijyen konusundaki kabulleriniz tekrar gözden geçirin. Evet, toprak yiyecek, ağaç kemirecek, küçük taşları yutmaya çalışacak. Ancak yine de özellikle oyuncakları ile oynaması ve yemek yerken üzerinde oturması için bir yer örtüsü almak akıllıca olabilir. Biz 2x2m gibi kallınca bir örtü kullandık. Eğer küçük bıdık kullanmazsa siz yatarsınız üstüne, sevgilinizle şarap içmek için birebir :)

Kıyafet: Burada biraz ihtiyatlı olup, hem olası farklı hava koşullarına uygun, hem de bol yedekli bir çanta hazırlamakta fayda var. Bu yaklaşımın bizdeki sonucu Arya'nın çantasının ikimizin çantasından büyük olması oldu ama hava güneşli de olsa, soğuk ve yağmurlu da olsa kıyafet uydurmakta zorlanmadık. Casper tulumlar, yağmurluk, polar pantalon ve polar ceket her daim çantada bulunması gerekenler.

Yiyecek: Dürüst olmak gerekirse hazır mamaların (pirinç unu, püreler vs.) faydasını görebileceğiniz yerlerin en önemlisi kamp ortamı. Biz Arya'ya kendi yediğimiz yemekleri önerdik, eğer istemezse hazır mamalara başvurduk. Hazır mama kullanmaya kesinlikle karşı iseniz, yapacağınız mamaların listesini öğün öğün çıkarmanızı ve gerekli malzemeleri bu listeye uygun olarak hazırlamanızı öneririm. Cam rende, püre ezici vs gibi hazırlık malzemelerini de bu listeye eklemeniz gerekebilir.

 Harika bir malzeme hazırlığı yaptığımızı varsayarak, kamp gününe gelelim. Çocuğunuzun yapısına uygun bir yolculuk planı yapmanız önemli. Bizim planımız Arya'nın uykularını ve olası sıkılma saatlerini hesaba katarak yaklaşık 1,5-2 saatlik aralarla molalar vermek oldu. Kamp yerine vardığınızda tatilinize ağlama krizinden tükenmiş bir aile olarak başlamamak için bu konuya gereken önemi vermenizi öneririm :)
 Kamp yerine vardığınızda ufak bir güvenlik turu atmak ve bebeğinizin başına gelebilecek olası 'belaları' gözden geçirmek, mümkünse bunları (ör. açıkta duran bir çivi, keskin köşeli bir kaya parçası vs) ortadan kaldırmak iyi bir önlem olabilir.
 Bundan sonraki kısım çok daha zevkli. Arya ile yürüyüşlere çıktık, ağaçlara dokunduk, hayvanları inceledik, ateşe baktik. Akşam o uyuduktan sonra da Gül ile birer kadeh içkimizi içtik. Mümkün olduğunca onu özgür bırakmaya çalıştık. Merak ettiği şeylere dokundu, çoğunu ağzına soktu, bir kısmını yuttu ve onun ne kadar mutlu olduğunu gördük. Biz ömrümüz yettiğince çadır kampı yapabilmek istiyoruz. Arya'nın da çadırda kalmaya bu kadar erken alışmasının ileride hepimiz için bir avantaj olacağına inanıyorum.

 Peki herşey bu kadar güllük gülistanlık mıydı hep? Size ikinci kampımızın akşamını anlatacağım. O gün boyunca Arya huzursuzdu. Ne olduğunu biliyorduk; ilk dişlerin sancısı... ama yine de gün o kadar da kötü geçmedi. Akşam da çok kolay olmasa da Gül, Arya'yı uyutmayı başardı. Macera, biz yatmaya karar verip çadıra girince başladı. Aryacım dişinin ağrısından uyuyamadı. Bu arada hava beklemediğimiz kadar soğudu (7-8 derece). Gül, Arya’yı emzirmeye çalışıyor ama ikisi de üşüyorlar. Gül uzun uğraşlar sonunda uykuya dalan Arya'yı yerine bırakıyor ama Arya hemen uyanıyor ve ağlamalar. Gül üşüyor, Arya üşüyor. Benim elimden hiçbirşey gelmiyor. Gül'ün sinirleri bozuluyor ve artık bunun bir kısırdöngü olduğunu anlıyoruz. Saat gece 03:00 olmuş, yani bu acılar 4 saattir devam ediyor. Ve işte bütün bu süre boyunca kendime soruyorum 'bizim burada ne işimiz var, bu kadar küçük çocukla kampa gitmeye hangi akılla karar verdik?'. Saat 3'te kısırdöngüyü kırmak aklımıza geliyor ve ailecek arabaya binip yolculuğa çıkıyoruz. Yarım saatin sonunda Arya uyuyor (ya da bayılıyor). Meğerse o gece Arya'nın dişinin patladığı akşammış, tesadüf! Sonuçta, en keyifli kampımız olmadığını kabul ediyorum ama evde olsak da kolay bir akşam olmayacaktı diye düşünüyorum. Ayrıca anlatacak güzel bir hikayesi var Arya'nın ilk dişinin...

 Sonuç olarak, çocuk sahibi olmadan önce kamp yapmaktan hoşlanıyorsanız, çocuk sahibi olmanın buna son vermeyeceğini müjdeleyebilirim. Hamileliğin son ayları ve bebeğinizin ilk 6 ayı kamp için çok akıllıca olmayabilir ama bunların dışında çocuğunuzla kampa gitmek kesinlikle çok zevkli, Arya biraz daha büyüyünce çok daha keyifli olacağından eminim. Evet, daha ayrıntılı düşünmek ve hazırlanmak gerekiyor ama genel olarak evde geçireceğiniz sıkıcı bir akşamdan çok daha fazlasını vaad ediyor. Kaygı ve korkuları bir kenara bırakmak ve enerjinizi olası sorunlara hazırlıklı olmak için harcamak çok daha faydalı olacaktır.  
 Son söz; anneanne ve babaanne'ye kampa gittikten sonra haber vermek isteyebilirsiniz, genelde uğraşamayacağınız kadar çok kaygı ve korku barındırıyorlar :)

7 yorum

  1. Selamlar,

    Hamilelik dönemimde kamp yaptım demişsiniz, Kaçıncı aylarınız da kamp yaptınız? Öneri ve tavsiyelerinizi paylaşır mısınız benimle:)

    YanıtlaSil
  2. Selam,
    Ben 6. aya kadar kamp yaptım sonrasında sezon kapandı:). Siz özellikle neyi merak ediyorsunuz , yemek,konaklama,güneş,sinek ilacı vs???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konaklama esasında, hamile iken çadırda olmak nasıl? Ve sinek ilacı kullandınız mı?

      Sil
  3. Hamilelikte kamp yapmak rahat mı herhangi bir problem rahatsızlık hissettiniz mi, çadıra girip çıkmak rahat mı? Ve tabi sinek ilacını ben direk elemiştim kullanamam diye ama siz kullandınız mı birşey?

    YanıtlaSil
  4. Bizim ufak iki kişilik bir çadırımız vardı ve hiç sıkıntı yaşamadım zaten bütün gün dışarda oluyorsunuz çadırı sadece yatmadan yatmaya gördüm:). Ama eğilip kalkerken bile sıkıntı yaşamadım ki benim karnım kocamandı bence:). Sinek ilacı için markette satılan "doğal" dedikleri birşeyi almıştık fakat kullandık mı hatırlayamadım çok net bence eğer losyon istiyorsan pinterestten falan doğal tariflere bakabilirsin (bugünlerde benimde araştırdığım birşey) ya da türk kahvesi yakmayı deneyebilirsin çok etkili oluyor.Güneş kremim vardı, normalde de hassas olan yerlerim dışında (yüzüm ve omuzlar) başka bir yerimde kullanmadım zaten güneşlenmeyi çok sevmediğim için göbeğime sürmek falan aklıma gelmedi.
    Bence yemek konusu en dikkat edilmesi gereken şey biz biraz gençlik yıllarından kalma şekilde kamp yapıyoruz, emekli memur konforunda olmuyor kamplarımız(ne demek istediğimi sanırım anlamışsındır:)) o sebepten yemek menümüzü gün gün belirlemiştik hepsini gidip taze taze en yakın yerleşim yerinden aldık. Son olarakta eğer denize girme şansın olacaksa sakın göbeğini kapatan ürünleri tercih etme çünkü ürünler göbeğine yapışıyor ve pek konforlu olmuyor.

    YanıtlaSil
  5. Teşekkür ederim bilgiler için :) geçekten işime yarayacak, kampçının halinden kampçı anlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Ne demek bu sene çocuklu kamplar yazı dizi genişleyecek umarım onlarda işine yarar.
      Sende tecrübelerini anlatırsan sevinirim.Sevgiler

      Sil

Mrs. TikiTaka©