Arya dün seninle Vancouver'ın altını üstüne getirdik. Parklarda dolaştık, papağanları görünce birlikte heyecanlandık, "Ariel ve Flounder" hikayesini çok sevmenden olsa gerek en çok köpekbalıklarını izlemek istedin. Bir ara nazlandın seni sırtımda taşıdım, birlikte havuza girdik çıktık.
Gecenin sonunda dahi bitmek bilmeyen enerjine hayran kaldık.
Artık otele doğru yürüdüğümüz dakikalarda kocaman yemyeşil bir parktan geçiyorduk ki ayakkabılarını çıkardım ayağından. Çünkü çimenler çıplak ayakla güzel!!!
Benden ayrılıp arkana bakmadan heyecanla koşturdun.
O kadar heyecanlıydın ki hiç yolun sonunda hop diye çömeleceğin aklıma gelmemişti?!?
Küçük ellerin meşgul, bir yandan elbiseni düzeltiyorsun bir yandan çimlerle oynuyorsun öte yandan bize laf anlatıyorsun.
Seni öyle görünce birden mutlu oldum çünkü aynı zaman diliminde ben de seninle aynı şeyleri yapıyordum.
O an zaman durdu, herşey fululaştı hayatta bir sen vardın net olan.
Bol gülüşlü günler....