29 Ocak 2014 Çarşamba

Fabrika Ayarlarına Geri Dönmek





8 ayda 8 diş eğer ortalamaya vuracak olursak Aryatorik her ay bir diş çıkartıyor diyebiliriz. İlk dişi 6 aylıkken çıktı 1 gün bile fazladan beklemedi.

Ah ne günlerdi, azcık ateş ama bol miktarda huysuzluk, zaten yapışık olduğu memeye bağımlılık, annesiz yapamama ve bol miktarda ağlama, mızıldanma. Tam 2 hafta ağrı çekti Aryacık. Başta huysuzluğuna bir anlam verememiştik.

Hatta o kadar ki kamp yapmaya gittiğimiz haftasonu mızıldanmalar pik yapmıştı ve ben Alican 'a ağlaya ağlaya bir anormallik olduğunu belki  benim yetemiyor olabileceğimi söylemiştim.(tipik herşeyin sebebinin kendi olduğuna emin anne modeli). Neyse ki 2 gün sonra Arya'nın dişi çıkınca rahatlamıştık ve anlamıştım kuzum acıdan napıcağını şaşırıyordu. Ama nasıl bir rahatlamaydı, herşeyin sebebini bulmak:)

Hani diyorlar ya bazı şanslı anneler " nasıl diş çıkardı anlamdı" diye biz saDece 2 dişin nasıl çıktığını anlamadık. Aaahh o ne rahatlıkmış öyle yatıyorsun kalkıyorsun hanımkızımın ağzında bir diş çıkmış, sessiz sedasız.

Aryatorik şuanda 9. dişini çıkarıyor, namı-ı değer küçük azıları geliyor , ilki sessiz sedasız çıktı ancak ikincisi beni benden aldı.

Tam anlamıyla fabrika ayarlarına geri döndük, nasıl mı???

* Meme emme konusunda süper bir düzen oturtmuştuk hem devam edip hem emme sayısını azaltmıştık şimdi durumumuz şöyle Arya benimle göz göze geldiği her an " mememmmm" diye bağırıyor eğer emmezse ortalık toz duman.
* Uyku iletişimimiz çok güzel ilerliyordu. En güzel özelliklerinden biri anne baba ayırmadan uyuyordu gecede sadece bir kere kalkıp hop uyumaya devam ediyordu hatta ve hatta yarı uykulu yatağına yatırdığımızda kendi kendine uyuyordu ama şimdi 2 ya da 3 kere uyanıyor hem "memem" diye ağlıyor hem de 3 saatten önce uyumuyor.
* Sadece kucak istiyor, normalde çok aktif ve herşeyi kendi yapmak isteyen bir çocuk ancak ne zaman diş ağrısı olsa kucaktan inmiyor, tuvalete bile birlikte gidiyoruz!
* Tabii ki iştahsızlık ve ateş.
* Ve son olarak çıldıran anne, açık söylemek gerekirse bazen düşünüyorum dişi acaba hangimiz çıkartıyor diye. Aslında minnak kızımın canının neden acıdığını bilmek nedenini bilmediğin huzursuzluktan daha rahat bir his, duruma göre alınabilecek önlem varsa alıyorsun vs. ancak bu son diş çıkarma olayımız beni bir hayli yıprattı.Ben yıpranınca Alicanı,kayinçomuzuda yıpratmaktan geri kalmadım.
Dişlerin tamamının 3 yılda çıktığını düşünürsek daha çok uzun yolumuz var. 

27 Ocak 2014 Pazartesi

Uyku Eğitimi Dedikleri

Çevren hamile olduğunu öğrendiğinde konu illa ki bebeklerin uykularına gelir. Ne var ne yoksa anlatılır, tüm iyi temenniler sıralanır ve yanında tavsiyeler verilir; 'sakın kucağına alıştırma, emerek uyutma, birlikte yatma' vs. vs. Arkadaşların uyku kitapları armağan eder, sen kulaktan dolma birçok şey öğrenmişsindir , kitaplar okumuş , bloglar takip etmiş, forumlara üye olmuşsundur. Ama tüm bunlar minnak kızın ya da oğlun kadar öğretici olamaz, birçok şey öğreneceksindir bebeğinden.
Mesela uykusuzluktan zombiye dönmüş, her tarafın ağrımış, bir yandan hem emzirip hem de bebeğini uyutmaya çalışırken ayak başparmağınla bebeğin yatağından battaniyeyi alabildiğine şaşıracaksın.
Ya da sadece 10 dk fazla uyusun diye koltukta yamuk yumuk yatarken kolunu yavaş yavaş hissetmemeye başlayacaksın bir bakacaksın uyuşuk kolla 1 saatten fazla bebeğin yanında yatmışsın, yeter ki uyanmasın diye.
Hatta gece uykusuna yatan bebeğin uyanmasın diye tüm gece fısıltıyla konuşacaksın, normal sesin nasıldı unutacaksın.

Evet modern çağın yeni ebeveynleri için uyku en ciddi problemdir, çünkü baba zaten 3 günü geçmeyen doğum izniyle bebeğine doyamaz. Varsa birazcık yıllık izinleri onları kullanır (süreler Türkiye için geçerlidir.) ve bebeğinin ilk dönemini ikide bir anneyi arayarak eşlik etmek durumunda kalır. Anne ise şanslıysa ücretsiz izin alır işyerinden ama şanslı değilse 6 ay bile bebeğiyle birlikte kalamadan işe başlar, ve tabii sabahın 6'sında kalkmak zorunda olan anne baba için gece boyu her iki saatte bir kalkmak imkansız hale gelir işte tam bu noktada Feber Amca, Tracy Abla, Dana Teyze, Kim Hala daha isimlerini sayamadığım teee Avrupa ve Amerika'dan uyku eğitimi konusunda uzman hısım akrabamız yardımımıza koşar. Türkiye'de ise bize yardım eden uyku koçluğu yapan arkadaşlarımız vardır. Hepsinin görüşü aynıdır; 'bebeğinize kendi kendine uyumayı öğretmek ona verilecek en güzel hediyelerden biridir' ama nasıl???

Bunun için birçok yöntem mevcuttur günümüzde Çocuğu ağlatarak uyutmaya çalışmak ya da yatır kaldırla uyumayı öğretmek. İkisi de temelde farklı olmayan ve ailelerin sıklıkla uyguladığı uyku eğitim methodlarıdır ancak ağlatarak uyutma yöntemi bazı bebeklerde işe zaten yaramazken, yaradığı durumlarda ise bebek pes etmiş, ilgisizliği kabullenmiş, yorulmuş,bıkmış olarak çıkar bu mücadeleden.
Yani anlamaya çalışıyorum; bebeğimizi bulabileceğimiz tüm doğal ürünlerle yetiştirmeye çalışıyoruz, kimimiz organik üzüm bulacak diye İstanbul'un bir ucundan bir ucuna giderken,konu bebeğin uykusuna gelince onu yatağında dakikalarca tek başına ağlatmak (Feber Amca) ya da kendimizi bebeğimize gösterip gösterip o bize sarılmak istediğinde dur çocuğum şu anda yatır kaldır methoduyla seni uyutmak istiyorum. Yani sen istediğinde değil, Tracy Abla izin verdiğinde seni kucağıma alacağım Aksi halde Tracy Abla beni kötü anne olarak adlandırıcak endişesinde olmak.

Günümüzde birçok anne Tracy Hogg'un yatır kaldır methoduyla bebeklerine uyku eğitimi vermeye çalışmaktadır, yöntemin popüler olmasının sebebi bebeğine kendi kendine uyumayı öğretirken belirli aralıklarla dokunabilmenden ibarettir ve ne yazık ki bizde 4. ayda Tracy'in yöntemiyle Aryatorik'e uyku eğitimi vermeyi denedik.

Arya'nın düzenli bir uykuya sahip olması bizim her zaman en hassas olduğumuz konu oldu, bu hassaslıkla Arya 4 aylıkken bence benim aşırı heyecanımdan ve paniğimden kaynaklı uyku eğitimi vermeye çalıştık neyse ki erken aydık ve ne kendimizi ne de Arya'yı fazla üzmedik.

Bizim uyku eğitimi serüvenimiz eğitimden daha çok Arya'nın beklentilerine cevap vermek ve onu elimizden geldiğince yönlendirmek şeklinde ilerledi ve ilerlemeyede devam ediyor. Bu sebepten tam bir yöntemi belirlediğimizi söyleyemeyeceğim, bizim uygulamamız iletişimi ilk sıraya koyarak Arya'nın kendini tek başına hissetmeden uyumasını öğretmeye çalışmaktır sonuç hiç fena değil aslında ama daha uykumuzun bölüneceği günler var bunu Alican'da ben de biliyoruz. Ama olsun bize doğal ve doğru gelen neyse onu uyguluyoruz.

21 Ocak 2014 Salı

Plasentanızı Nasıl Pişirelim İstersiniz???

Placentophagy ya da kendi plasentanızı yemek kulağınıza nasıl geliyor? Natural Mama'nın geçenlerde gönderdiği yazısını okurken ilk başta biraz tiksindirici buldum ama bir iki araştırma ve okumadan sonra ilk verdiğim tepki olan ıııyyhh'ın yerini hımmmm olabilir belki aldı.

Çinde annneler çok uzun zamandır plasentalarını yiyorlarmış. Annenin plasentasını yemesinin doğumdan sonra enerjisini geri toplamasına, lohusalık dönemini kolay atlatmasına ve anne sütünün artmasına yardımcı olduğu inancı yaygın. Plasentanın içeriğine baktığınızda oksitosin,interferon,prolaktin bulunmukta ve bu hormonların süt üretimini arttırma,bağışıklık sistemini güçlendirme, ağrı eşiğini yükseltme gibi özellikleri bulunuyor.

Biz insanoğlu olarak plasenta yeme konusunda diğer tüm memelilerden ayrılıyoruz, bizim dışımızda hepsi plasentalarını doğumdan hemen sonra yiyorlar. Bizde ise Çin dışında, Amerika ve Avrupa'da plasenta yeme sayısı giderek artıyormuş.

Peki benim görüşüm ne?

Açık söylemek gerekirse ilk okumada yukarıda yazdığım gibi tiksindirici bulduğum bir gerçek ancak doğada ne oluyorsa onun doğru olduğuna dair inancım çok daha yüksek. Yani hayvanlar yapıyorsa vardır bir bildikleri diyorum.

17 Ocak 2014 Cuma

2/52








İlk fotoğraf: Arya hanımkızım oturağını koltuk olarak kullanıyor, sadece koltuk olarak ama:)

İkinci fotoğraf: Arya sabahları uyanınca kalkıp yanımıza geliyor bu kare  onlardan biri ,pıtır pıtır ayak seslerini duymak bizi çok mutlu ediyor.

Üçüncü fotoğraf: Klasik asansör fotoğraflarımızdan biri.

Dördüncü fotoğraf: Burçin Teyze (benim çocukluk arkadaşım ilkokul 2'den beri tanıyorum, zaman zaman yollarımız ayrılsada , gene Edmonton'da kesişti,pek bir güzel oldu) ve Arya

Beşinci fotoğraf: Arya  hanımkızım diğer bir teyzesi Deniz'in evindeyken.


10 Ocak 2014 Cuma

1/52





2014 güzel başladı, hava sıcaklığı şaşırtıcı derecede güzel gidiyor bu fotoğraflarda güneşli bir haftasonu hatırası bize.

İlk 4 fotoğraf: River Valley parkından, Saskatchewan nehri boyunca irili ufaklı birçok park bulunuyor bu parkta onlardan biri . Nehir boyunca yayılmış parkların toplam büyüklüğü 7.400 hektar. Kanada'lılar doğada olmaya çok tutkunlar,yaz kış demeden parklarda sporlarını yapıyorlar, bir de yazın mangallarını, herkes akşamüstü saat 4 olunca etini alan parka gelip mangal yapıyor. Tam bizlik anlayacağınız.

Hımm  bir de fotoğraflarda görebileceğiniz gibi deremiz donmuş:) durumda.

Son fotoğraf: Aryatorik halk kütüphanesinde çocuk bölümünde eğleniyor, hanımkızım kitaplara çok düşkün hep böyle devam eder umarım. Kanada'da kütüphane kavramı bizden farklı, kütüphaneler sosyal yaşam alanları, neredeyse 7/24 aktif bir şekilde halkı ağırlıyorlar, kimisi sadece soğuktan korunmak için geliyor uyukluyor bir köşede, kimi kitap okumaya geliyor , kimi bilgisayar oyunu oynamaya, ne yapmaya gelirseniz gelin canınızın sıkılmayacağı garanti.



8 Ocak 2014 Çarşamba

Seramik Boyama

Aslında bu blog daha çok bebek bakımı ve annelik üzerine yazılar içermesi için oluşturulmuştu ancak gün geçtikçe benim kişisel günlüğüm şekline dönmeye başlıyor gibi bir his var içimde ya hayırlısı bakalım.

Neyse sayın okuyucu yukarıda belirttiğim endişeden mi yoksa blog için yeni yılda yeni birşeyler yapmak için mi dersin bilemiyorum ama yeni bir bölümle karşınızdayız.

Yeni bölüm "karalama defteri" başlıklı olup daha çok benim zihni sinir projelerimi anlatmayı planladığım bölüm olacak.

4 Ocak 2014 Cumartesi

Teknik Hata Dedikleri!!!

Teknik bir hatadan dolayı yani BEN!, blogta yayınladığım tüm fotolar uçtu gitti. Neyse ki ayrı bir klasörde fotografları arşiv yapmaktaydım, geri yükleye bileceğim ancak biraz zaman alacak gibi.
Sevgiler

2 Ocak 2014 Perşembe

Babalar, Bebek Bezleri ve Emzirme Odaları



Kanada'ya geldiğimiz ilk günün sabahı jetlag olmamak için soluğu bir zamanlar dünyanın en büyüğü ama şimdilerde Kuzey Amerika'nın en büyük alışveriş merkezi olan West Edmonton Mall’da almıştık. Aslına bakarsanız alışveriş merkezi gezmek bize göre değil ancak uyumamak için çabalarken başka yer bulamadık attık kendimizi alışveriş merkezine.

Ufak turumuzda tabii ki 2.5 aylık Aryatorik'in altını değiştirmemiz gerekti ve başladık emzirme odası aramaya, bakmadığımız yer kalmadı, sonunda nerede bulduk dersiniz, kadınlar tuvaletinde!Yani Türkiye’de ayrı yerlerde ya emzirme odası , o sebepten tuvalete bakmak aklımıza gelmemişti doğrusu.
Mrs. TikiTaka©