21 Haziran 2014 Cumartesi

AYYAKKABI USTASI


Bir varmış bir yokmuş uzak diyarların birinde çalışkan ve dürüst bir ayakkabı ustası eşiyle birlikte yarısını dükkan yaptıkları evde yaşarmış. Gel gör ki bu ayakkabı ustası yaşamını devam ettirebilmek için çok fazla para kazanamıyormuş ancak usta her gün sevdiği işi yapmak için çabalıyormuş.

Günlerden bir gün ayakkabı ustası gene çok çalışmış ve günün sonunda ertesi güne yapacağı ayakkabıyı çok yorulduğu için yetiştirememiş ancak ayakkabının modelini hazırladıktan sonra ertesi gün herkesten ve herşeyden önce kalkıp bu ayakkabıyı bitiririm demiş kendi kendine ve  derin bir uyku çekmek için yatağına doğru gitmiş. Yatmadan önce tüm iyi niyetiyle herkes için mutluluk, sağlık, huzur dilemiş ve mışıl mışıl uyumuş.

Ertesi gün, horozlar ötmüş, güneş gökyüzüne yükselmiş ayakkabı ustası uyanmış bir de ne görsün bitirmesi gereken ayakkabı cilalanmış şekilde çalışma masasının üstünde duruyormuş. İlk başta ayakkabı ustası gördüklerine inanamamış ve kim yaptı diye etrafına bakınırken kapıdan içeri bir müşteri girmiş ve masada duran ayakkabıları denemek istediğini söylemiş. Müşteri ayakkabıları deneyip, ederinin daha fazlasını ödeyip dükkandan uzaklaşmış.

Ayakkabı ustası gününü bu iş nasıl oldu diye düşünmekle geçire dursun. Güneş tepeden  dağların arkasına gizlenmeye başladığında bütün gün yapması gereken ayakkabıyı henüz yapmadığını fark etmiş ve başlamış modeli kesmeye. Ayakkabı ustası modeli kesip bitirdiğinde, yaşadığı mutluluktan olsa gerek çok yorgun düşmüş ve uyumak için  odasının yolunu tutmuş. Usta yastığına başını koyarken yine herkes için mutluluk, sağlık ve huzur dilemiş.

Ertesi gün hava aydınlanmadan bizim çalışkan usta kalktığında bir de ne görsün  yeni bir çift ayakkabı yapılmış ve çalışma masasının üstüne bırakılmış. Usta ayakkabıyı yapanı bulmak için tüm dükkanı, evini ve bahçesini aramış ama kimseleri bulamamış. Aramaktan yorgun düşen usta bir müşterinin  dükkana girdiğini görmüş. Müşteri aceleci bakışlarla masanın üstündeki ayakkabıları denemek istediğini söylemiş. Usta yaşanan olaya bir anlam vermeye çalışırken müşteri ayakkabıların ederinden daha fazla para vererek dükkandan çıkmış.

Gününü yine telaş ve merak içinde geçiren usta  sonunda bir plan yapıp ayakkabılarını kimin yaptığını bulmaya karar vermiş. Ayakkabı ustası yarının ayakkabısı için modeli kesip masanın üstüne bırakmış. Kendisi ve eşi için karanlık bir köşede iki sandalye ayarlayıp beklemeye başlamış. Saatler gece yarısını gösterdiğinde, içeriye üç peri girmiş. Üç küçük peri küçücük elleriyle masanın üstünde duran deri parçalarını birşeltirip bir çift ayakkabı haline getirmişler ve sessizce dükkandan çıkmışlar.


Gecenin sonunda usta bu küçük perilerle ne yapacağını bilemezken, eşinin aklına perilere yeni kıyafetler dikip kendilerine yardım ettikleri için teşekkür etmek gelmiş. Bütün bir haftayı perilerle çalışarak geçiren ustanın keyfine diyecek söz yokmuş. Umudunu geri kazanmış. Ustanın karısı perilerin kıyafetlerini hazırlamış ve dükkandaki masanın üstüne ertesi gün yapılacak ayakkabıyla birlikte bırakmış. Saatler gece yarısını göstermiş. Periler sessizce içeriye girmişler, kendilerine bırakılan hediyeleri giymişler ve ertesi günün ayakkabısını yapıp bir daha dönmemek üzere onlara ihtiyacı olan başka kişileri ziyaret etmek için yola koyulmuşlar.

Bir rivayete göre ayakkabı ustası olan bu periler  tüm dünyayı dolaşırlarmış ve en son Kanada’nın Edmonton şehrinde 10531 numaralı binada 328 numaralı kapıdan içeriye girerken görülmüşler. Anne yemek masasında kızının küçük ayakkalarına ayakkabılar yaparken periler ona yardım etmişler. Gül 'ün kendi kızı için başlayadığı çocuk ayakkabısı yapım işi, 30 yıllık arkadaşı Güneş'in hayalleriyle birleşmiş ve Mi-mami  kurulmuş. Mi-mami'de ufak mucizeler olan çocuklar için  el yapımı ayakkabılar ve onların rahatını ve sağlını düşünen ürünler bulunuyormuş.

Gökten üç elma düşmüş biri dünyanın ufak mucizelerine, ikincisi Mi-mami'nin kurucularına , üçüncüsü ise mucizelerin ailelerine gelmiş.

***************************

Mi-mami ile başladığımız serüven bizim için masal tadında umarım hep böyle devam eder ve anlatacak daha çok masalımız  olur.




 * * *Hikayenin orjinaline için  "The Elves and Shoemaker"  *** Hikayeyi izlemek isteyenler için tık tık.

2 yorum

  1. Ne güzel bir hikayeydi hayırlı uğurlu olsun minik bebişleri sıcacık tutsun perili ayakkabılarınız :)

    YanıtlaSil

Mrs. TikiTaka©