13 Temmuz 2013 Cumartesi

Akıllı Telefonlu Anneler




Kanada’ya geldiğimizden beri ben ve Alican uzun zamandır bırakmış olduğumuz sosyal medyaya biraz biraz ısınmaya başlamıştık ki Gezi Parkı olayları aile hayatımızın gündemine bomba gibi düştü. Yeri geldi bir elimizde Arya, bir elimizde telefonlarımız, facebook ve twitter’da paylaşım yapar olduk.
Günlük hayatlarımızın ayrılmız bir parçası olan telefonlar, elektrikli ev aletleri, baz istasyonları, vb. başta yorgunluk, hafıza kaybı, kanser ve beyin tümörü gibi daha birçok rahatsızlığa neden olabiliyor.
Şimdi bana peki kullanmayalım mı diyebilirsiniz? Tabii ki hayatımızı kolaylaştıran hiçbir aletten vazgeçmemizi önermiyorum ancak kullanımları özellikle bebeklerimizin yanında sınırlayabileceğimizi düşünüyorum. Sınırlamaya da cep telefonu ile başlayabiliriz. Bunun nedeni ufak tefek ve bebeklerle birşeyler yaparken kolaylıkla elimizin altında olabilen ve sosyal hayatımıza biraz olsun bağlanmamıza yardımcı olma özelliklerinden dolayı, açıkcası kendisiyle çok güzel stres atılıyor. Halbuki yapılan deneyler sonucu yaklaşık 250 farklı model cep telefonunun %30’unun, 10-15 cm’den kalp pillerini etkilediği saptanmış ki bu aşağıda sıraladığım kısa vadeli zararları arasında yer aliyor.

Cep Telefonun Uzun Vadeli Zararlari

• Genetik yapinin bozulmasi
• Cilt kanseri
• Erkeklerde sperm sayisi azalmasi
• Kan beyin bariyerinin tahris olmasi
• Beyaz kan hücresi kanseri
• Yüksek tansiyon

Cep Telefonun Kisa Vadeli Zararlari

• Bagisiklik sisteminin bozulmasi
• Kan hücrelerinin bozulmasi
• Kadinlarda düsük riskinin artmasi
• Embriyo gelisimine olumsuz etkilemesi
• Kalici isitme bozukluklari
• Hafiza zayiflamasi ve beyin tümörü riskinin artmasi
• Kalp rahatsizlari
• Görüs alaninda daralma
• Kalp pili kullananlarda pil bozulmasi
• Yorgunluk hissi ve yogun stres
• Dikkat ve konsantrasyon bozulmasi
• Kulak çinlamasi ve kulak isinmasi
• Duymada geçici rahatsizlarin baslamasi
• Bas agrilari ve sersemleme

Kullanımda alınabilcek tedbirler de şu şekilde sıralanmıştır:

• Cep telefonunun anten kısmının üzerine parmağın koyulmaması, nazikçe tutulması, kulağa daha az yaklaştırılması.
• Tuşlar içe değil, dışa doğru bakacak şekilde kılıfa konulması,
• Kısa konuşmalar yapılması, mümkün olduğunca kulaklık kullanılması,
• Çalmadan önce baz istasyonları şiddet ayarı ve kanal belirleme yaptığından, ilk birkaç saniyede hemen kulağa götürülmemesi.
• Çalar saat amacıyla yastığın altına konulmaması da önerilen diğer tedbirler.

Amerikan Pediatri Akademisi çocukların dokularının daha ince ve yumuşak olmasından dolayı bu elektromanyetik dalgalara daha kolay maruz kaldıklarını bildirmiştir. Hal böyleyken hamilelik döneminde kulaklıkla konuşmaya gösterdiğimiz özeni, doğumdan sonrada göstermemizde fayda var, sosyal medyada sosyalleşmeye bebekler beşiklerinde uyuyorken devam etmeli, oyuncak olarak bebeklere cep telefonlarımızı vermiyor olmalıyız, gerçi oyuncak sektörü bebişlerin telefonlara olan ilgisini yakalamış ki oyuncak cep telefonu üretimi yıllardır var, bu da işin başka bir yanı; oyuncak olarak kullanmalı mı??? Ya da teknolojik aletlerle çocuklarımızı ne zaman tanıştırmalıyız diye de sorabiliriz. Benim şuan için net bir kararım olmasa da, ne kadar geç o kadar iyi olacağı kanaatindeyim.

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Mrs. TikiTaka©