Babalar, Bebek Bezleri ve Emzirme Odaları

Kanada'ya geldiğimiz ilk günün sabahı jetlag olmamak için soluğu bir zamanlar dünyanın en büyüğü ama şimdilerde Kuzey Amerika'nın en büyük alışveriş merkezi olan West Edmonton Mall’da almıştık. Aslına bakarsanız alışveriş merkezi gezmek bize göre değil ancak uyumamak için çabalarken başka yer bulamadık attık kendimizi alışveriş merkezine.

Ufak turumuzda tabii ki 2.5 aylık Aryatorik'in altını değiştirmemiz gerekti ve başladık emzirme odası aramaya, bakmadığımız yer kalmadı, sonunda nerede bulduk dersiniz, kadınlar tuvaletinde!Yani Türkiye’de ayrı yerlerde ya emzirme odası , o sebepten tuvalete bakmak aklımıza gelmemişti doğrusu.

Ben daha Kanada'ya adımımı attığım ilk gün bir kültür şoku yaşayabileceğimi tahmin ediyordum ancak bu şekilde değil. Yani bebeğimi emzirmek istiyorsam diğer tüm kokulara katlanmak zorundayım hadi diyelim ki kokulara katlandım, farz edelim ki ben herhangi bir mağazada birşeyler denerken Alican Arya ile geziyor ve altını değiştirmek istedi bunu yapabilecek mi? Tabii ki hayır, çünkü fazlasıyla cinsiyetçi bir yaklaşımla bu görev kadına verilmiş. İlk günün şokuyla buna biraz şaşkın şaşkın söylenmiş ve başka yerlerde durumun böyle olmayabileceğini, hatta olayın bir mühendislik hatası olduğunu düşünmüştüm. ( Babası ve kardeşi inşaat mühendisi olan biri olarak olur mu olur yani!!!) Ancak durum hiç öyle değildi havaalanı, yüzme havuzu gibi yerler dışında (orada "family restroom" yani aile tuvaletleri var) eğer bir baba bebeğinin altını değiştirmek istiyorsa ya ortamdaki herhangi bir kadından rica edecek ya da ayıp, günah, kadın, erkek fark etmez diyerek kadınlar tuvaletine girecek. Ben erkek olsam tabii ki ikinci seçeneği seçerdim ancak buradaki durum muhtemelen tecrübeler doğrultusunda uygulamaya konulmuş olsa gerek. Kısaca anlatmak gerekirse; genelde buradaki aileler çok çocuklu, en az 3 diyebilirsiniz, yaş sıralaması da şu şekilde; bir yeni doğan bebesi , ortanca veledinyo 2 hadi bilemedin 3 yaşında, en büyük veledinyo ise en fazla 5 yaşında şeklinde . Bu veledinyolar için tasarlanmış bebek arabaları var en üste yenidoğan ikinci kat ortancaya verilmiş,en büyükleri bebek arabasının kollarının olduğu yerde ayakta durulabilen basamağa çıkmış. Hal böyle olunca kadın evde çocuklara bakıyor en azından bir süre. Aldığım derslerin birinde anlatılanlardan anladığım kadarıyla öyle kariyerim şu gencecik yaşımda uçtu gitti gibi bir dert tasa yok çünkü kariyerine 50 yaşında bile olsan kaldığın yerden devam etmek istiyorsan edebilirsin buna herhangi bir engel yok (hatta 60 yaşına gelip ben hostes olmak istiyorum diyorsan bunu da yapabiliyorsun, bir hocamın kız kardeşi 60 yaşında ufak bir kariyer değişikliğine karar verip, hostesliğe başlamış!!).

Durum böyle olunca kadının doğurganlık özelliği, onun çocukları büyütmek için özel bir yaradılışa sahip olduğu düşüncesiyle birleşip, kadını ev işleri ve çocuk bakımına çivileyen bir toplum anlayışıyla kesişmiş ola ki koskocaman alışveriş merkezinde herhangi bir babanın çocuğunun altını değiştirme ihtimali milyonda bir olarak öngörülmüş olmalı. İşte bu sebepten tüm alt değiştirme ve emzirme odaları kadınlar tuvaletinde.

Açık söylemek gerekirse bu bana çok dokunmakta. Neden mi? Çünkü erkekler de yapabiliyor, sevgili arkadaşım!!!, Evet onlarda hem çocuk bakıp hem de çorba pişirebiliyorlar, çocuklarının altlarını alabiliyor, gazını çıkartabiliyor, yıkayabiliyorlar hatta ve hatta bazıları kadınlardan daha güzel uyku eğitimi bile veriyor!!!

Erkeğin yapamadığı iki şey vardır, onlar da yavruları doğurmak ve emzirmek, bunun dışında çocuk bakımında neyi isterlerse yapabilirler. Bunlar için erkeğin kendi haricinde hiçbir engeli ya da yetersizliği yoktur. Zaten ideal çocuk bakımı için kadın ya da erkek olmak zorunlu değildir. Daha ileri gidersek biyolojik olarak anne ya da biyolojik olarak baba olmak da zorunlu bir durum değildir. Aslolan ebeveyenliktir, çünkü çocuğunu dünyaya hazırlayan, ona ihtiyacı olan temel bilgileri verendir ebeveyn. Ebeveynlik ise cinsiyetle tanımlanmaz, ihtiyacı olan sadece pratiktir.